Usta yazar, folklordan, mitolojiden beslenmiş, doğduğu coğrafyanın tabiatını, insanını, destanlarını, halk hikâyelerini, yoksulluk, şiddet, dayanışma, yozlaşma, doğa tutkusu, insan-doğa çatışmasını röportajlarına taşımıştır.
Bireysel silahlanmanın temelinde erkek egemen zihniyetin yer aldığını görüyoruz. Kişiler silahlandıkları ölçüde saldırganlaşıyorlar dolayısıyla silaha erişim kolaylaştıkça kullanım da özendirilmiş oluyor.
Hemen hemen tüm liberal demokrasiler söylemsel ya da ideolojik olarak popülizm olgusundan etkilenmekteler. Dahası, hemen hemen bütün politikacılar popülizmi siyasal iletişim düzeyinde kullanıyorlar: Politikalarında popülist partileri taklit edemeyen ana akım siyasi partiler özellikle seçim dönemlerinde kullandıkları söylemlerde popülist liderleri taklit ediyorlar.
Araştırmalar, sosyal medyada geçirilen zaman ile olumsuz beden imajı arasında bir paralellik olduğunu ortaya koyuyor, bu özellikle katılımcıların örneğin; Instagram’da bir pilates eğitmeni veya bir modelin hesapları gibi görünümle ilgili içeriklerde gezinirken geçerli.
Çoğulcu bir medya sisteminin genel çerçeve koşullarının yanı sıra, editoryal ve yönetim politikaları ve haber odası kültürleri gibi çeşitli örgütsel faktörler de çeşitliliği açıkça etkiler.
Dokuz gün süren etkinliklerin Türkiye ayağı, kapsayıcılık, çeşitlilik, katılımcılık, üretkenlik ve yaratıcılık unsurlarını içinde barındıran adeta kültürlerarası bir diyalog şölenine dönüştü.
Giritli-İnceoğlu, diğer ülkelerde de RTÜK ve MEB gibi kurumların medya okuryazarlığı dersleri verdiğini ancak özgürlükçü bir bakış açısının hakim olduğunu aktarıyor.
Yaşar Kemal, çocukları anlatının merkezine koymakla kalmadı, onları kendi hayatlarının baş aktörleri haline getirdi, kendi sesleriyle konuşturdu; çocukların insan haklarını BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin ilanından çok önce gündeme getirdi.
Medya toplumun egemen olan kimlik tanımını oluşturmada, yaymada, insanların görüşlerini etkilemede, kontrol ve meşruiyet kazanmada son derece güçlü bir araç.
“BAME” kullanımı, Black Lives Matter protestolarının ardından ve COVID-19 döneminde, bu grubun, sağlık eşitsizlikleri yüzünden yüksek ölme riski olan grup içerisinde olması nedeniyle, öne çıktı.