Yasemin İnceoğlu
Bir süre önce yakalanan devrik Irak lideri Saddam Hüseyin'in nerede, nasıl
yargılanacağı henüz bilinmiyor. İran, 'Saddam diktatörünü kim donattı' sorusuyla ABD'yi suçladı. Irak'ta
ise yoksulluk, işsizlik ve kaos ortamı sürüyor
Irak'ın eski Devlet Başkanı Saddam Hüseyin, akrabası
general Mohammed Ibrahim Omar al Muslit'in ihanetine uğrayıp Amerikalı askerlerce yakalanınca, bütün
dünya kamuoyu, içinde biraz sürpriz, şok, biraz da dramatik unsurlar taşıyan görüntülere TV
ekranlarından tanık oldu. Ad Dawr köyünün yakınında bulunan Tikrit'teki çiftlikte adeta bir delikten
çıkarılan devrik lider, kimilerinin, Amerikalılar tarafından uyuşturulduğu iddiasını doğrular halde
bitkin, şaşkın ve hatta korku dolu gözlerle etrafa bakıyordu. Körfez Savaşı'nın 'şeytan'ı ABD yönetimi
tarafından 1991'deki Körfez Savaşı'ndan bu yana itinayla oluşturulan 'şeytan' figürünü temsil eden
Saddam'ın yakalanışını Irak'ın geleceği açısından dönüm noktası olarak görenler var: Irak'ı ne günler
bekliyor? Saddam'a ne olacak? Ne olmalı? Irak halkının büyük bölümünün nefret ettiği 'Saddam canavarı'
artık yok. Irak'ın özgürlüğü adıyla yapılan bu harekâtın bilançosu ağır: 450 Amerikalı asker öldü, en az
7.935 Iraklı sivil öldürüldü. İnsan hakları ve devletler hukukunu BM'ye rağmen ihlal etmekle suçlanan
Saddam'ı tutuklayan Irak'ın işgalci kuvvetleri de aynı ihlal eylemini gerçekleştirmediler mi ? Irak
Geçici Hükümet Konseyi, Saddam ve rejiminin eski üyelerini Irak mahkemelerinde hiç vakit geçirmeden
yargılayıp idam etmekten yana. ABD'nin atadığı geçici Irak Hükümeti Konseyi üyesi Muwaffaq alRubaiye,
Saddam'ın Haziran 2004'te kurulacak olan yeni Irak hükümetine teslim edilebileceğini, 1 Temmuz'da da
Saddam'ı idam edebileceklerini açıkladı. Mahkemede uluslararası hâkimler olmayacak ancak uluslararası
izleme komitesi eşlik edecek. ABD Başkanı Bush, Saddam'ın Irak'ta yargılanmasından yana, ancak
yargılamanın halka açık ve uluslararası nitelikte olmasını destekliyor. İnsan hakları savunucuları ise
yargılamanın Irak'taki mahkemelerde adil olmayacağı görüşünü paylaşıyorlar. Ailesinin talebi
uluslararası ve Arap hukukçuların katılımıyla Lahey Adalet Divanında yapılacak bir yargılama. Irak'ın
1980'de savaş başlattığı İran ise yargılama tartışmasına yeni bir boyut getiriyor: Hükümet sözcüsü
Abdullah Ramazanzedeh, "Bu diktatörü kimler donattı? Bölgemizde üç büyük krizin yaşanmasının suçluları
kim?" diyerek gözleri ABD ve diğer Batılı ülkelere çeviriyor. Savaş suçları Uluslararası hukuka göre
yargılama, 1988'de Kuzey Irak'ta özerklik isteyen Kürtler aleyhine gerçekleştirilen kampanyalar
(Halepçe'de zehirli gaz kullanımı sonucu 5 bin sivil ölmüştü. Kimyasal Ali lakaplı general AliHassan
alMajid Kürtleri köylerden dışarı sürmek için kimyasal silahlar kullanmıştı), 1991 yılındaki Körfez
Savaşı'nın ardından Kürtler ve Şiiler tarafından isyancıların bastırılması, Müslüman Araplara yönelik
zulüm ve İran ile Kuveyt savaşlarında işlenen savaş suçlarını içerecek. ABD'nin Irak'taki sivil
yöneticisi Paul Bremer, Saddam'ın yakalanışının ardından yaptığı açıklamada 'Zorba lider artık bir
mahkûm' diyordu. ABD bir zamanlar Nikaragua'da Samoza'yı, Şili'de Pinochet'yi yarattığı gibi, aynı
şekilde Ayatullah Humeyni'ye karşı savaşmak üzere Saddam'a silah ve para yardımı dışında büyük Amerikan
kuruluşları(AT&T, Caterpillar, HewlettPackard, IBM, Dow Chemical gibi) ile çalışma olanakları sunmuş
ve Saddam'ın kullandığı bacillus anthracis, histoplasma capsulatam brucella melitensis, closridum
perfringens türünden insanları öldüren veya en iyi ihtimalle sakat bırakan zehirli maddelerin
tedarikçisi olmuştu. Kısacası şimdi şeytan, zorba, zalim, canavar olarak nitelendirdikleri Saddam'ı
kendi çıkarları için ABD'nin kendisi yaratmış ve eylemlerini gerçekleştirmek üzere ona gerekli olan tüm
araç ve gereci de sağlamıştı. Demokrasi ideali ve gerçekler ABD ve müttefiklerinin Irak'ı işgal
gerekçeleri Saddam'ı yakalamak değil, kitle imha silahlarını ele geçirmekti. Bugüne kadar bir tanesinin
bile bulunamadığı bu silahlar çok çabuk unutuldular. Şimdi de Irak'ın Özgürleşmesi Harekâtının doğal
sonucu olan süreç başladı: Bölgede demokrasi kültürünün temellerini atmak. Ancak yoksulluk, işsizlik ve
umutsuzluk atmosferi içinde demokratikleştirme hayalinin gerçekleşmesi zor. Anlaşılan o ki, Blair ve
Bush ikilisinin kendi elleriyle Irak'ı soktukları bu kaotik ortamda istikrarsızlık ve direniş devam
edecek.
Radikal Gazetesi /
31.12.2003